Bumerang

29 Ekim 2013 Salı

25 Ekim 2013 Cuma

The Big Bang Theory

Bugünlerde favori dizim The Big Bang Theory. Bir grup dahi genç ve karşı komşuları garson kız arasında geçen gülünç dialoglar. Çok başarılı bir dizi zaman zaman dizinin tuhaf karakteri Sheldon'a benzediğimi düşünüyorum....

Başak

Beyoğlu'nun en güzel abisi imza günü

Ahmet Ümit'in son romanı "Beyoğlu'nun en güzel abisi" çıktı. Pazar günü Buyaka DR'da saat 16:00 da imza günü var. Mutlaka gitmeli. Geçen hafta gittiğimiz Mardin'de Mor Gabriel Manastırında orada görevli rehbere Ahmet Ümit'in Kavim romanında Manastırdan çalınan kitapla ilgili anlattıklarının gerçekte olup olmadığını sordum. Doğruymuş yöredeki bir aşiretten gelip çalmışlar ve sonrasında bulunmuş ve iade edilmiş. Ahmet Ümit romanlarının gerçek olaylarla bağlantısı, akıcılığı, paralelinde Komiser Nevzatın hikayesinin devam etmesi okuyucuya çok büyük keyif veriyor
Sevgiler
Başak

24 Ekim 2013 Perşembe

Gap Turu 2013 1. Bölüm

         Kurban Bayramı yaklaşırken uzunca bir tatil var ne yapsak diye düşünmeye başladık eşimle. Gap turu aklımızdan geçiyor ama bir türlü cesaret edemiyorduk. Aslında daha çok şehir şehir hafta sonları gidilebilirmi diye düşünüyorduk. Mesela Hatay'a gerekirse bir hafta sonu gidelim dönelim diye. Ya da Urfa'ya Antep'e.
         Bir belgesel kanalında hem de bir yabancıdan Urfa'da dünyanın tarihi akışını değiştirecek bir kazı yapıldığını, Göbekli Tepe diye bir alanın bulunduğunu duyduğumuzda çok şaşırdık ve utandık. Ülkemizin sınırları içinde böyle bir keşif var ve bizim haberimiz yok. Bir Arkeoloji dergisinde bölgeye kısa bir turun yapıldığını öğrendik. Ama bölgeyle ilgi hiç bir bilgimiz yoktu. İnternet üzerinden başka tur şirketleri araştırdık vs. Sonra dedik ki böyle uzun bir tatil ele geçmez önce yöreyi tanıyalım. Sonra kazıların ileri aşamalarında daha donanımlı sadece Göbekli Tepe turu yapalım. Özellikle otobüsle gidebileceğimiz bir turu seçtik. Hemen bölgeye daha önce gidenler arandı, bloglar okundu, hazırlıklar yapıldı.
         Özellikle Kültür Turu yapılacaksa önceden bilgi almak çok önemli bugüne kadar 2 kez Kapadokya, Konya ve  İyonya turu yapmış biri olarak rehberlerin işimi yapayım hemen geçeyim tarzlarını biliyorum ve müze veya Ören yerlerinde 5 dk tanıtım 15 dk. serbest zaman diyerek hızlandırılmış tur yaptıklarını gayet iyi biliyorum. Bir yakını mı arayasın(genelde otobüste telefonlar kapatılır), tuvalete mi gidesin, hediyelik mi alasın, fotoğraf mı çekesin insan ne yapacağını şaşırır. Bu nedenle ön bilgileri aldık. Doktora besin zehirlenmesine karşı ilaçlar, mide bulantısı ilacı vs. yazdırıldı(Bunun önemi turun 3. günü bir yolcunun rahatsızlanması sonucu hastane bahçesinde beklerken daha iyi anlaşıldı) 15 günlük Hava durumu kontrol edildi ve bizim Gap turu maceramız böylece başladı.

          Bu bölümde tavsiyelerim olacak diğer bölümlerde fotoğraflar eşliğinde kısa tanıtımlar yapacağım.
          Öncelikle gidilen yörenin yemeklerini öğrenmek ve midenize uygun yiyecekleri seçmek çok önemli. Yaşadığınız yerde hiç köfte yemiyorsanız ya da acı biber tüketmiyorsanız dikkatli olun derim ben. Çünkü gelen yemekler acılı ve yağlı, çokca bulgurlu ve pilavlar iç pilavı olacak. Bolca et tüketilecek ama sağlık gereği yanında yeşillik yenemeyecek. Ama o yörelere gidip çiğ köfte, içli köfte, lahmacun, künefe, baklava vs. yenmeden gelinir mi? diye düşünenler haklı biz de öyle düşündük. Ama herşeyden azar azar yedik örneğin Urfada lahmacunu fındık lahmacun olarak bir tane yedik ve köfteli kebaplardan uzak durduk. Şiş kebap bu konuda çoğu yerde kurtarıcı oldu. Köfteli kebaplara herşey katılır ama şiş daha doğal bir ettir. Adıyamanda ve Urfa'da içli Köfte muhteşem olmasına rağmen 1'er tane yedik. Açık su kesinlikle içmedik. Allaha şükür bir problem de yaşamadık.
          Çok sağlam en az iki spor ayakkabı almak da çok önemli. Özellikle Adıyaman da Nemruta tırmanırken yanımdan geçen bir hanım "ay ayakkabım yırtıldı" dediğinde ayağımdaki Salomon'ları tavsiye eden eşime minnettar oldum. Yol küçük ve kaygan taşlardan oluşuyor ve bir dağa çıkıyorsunuz. Taşları hissetmeyecek güçlü ayakkabıları tercih edin. Ve mutlaka kalın kıyafetler alın yanınıza. Yolda onları taşımak zor olacak ama aşağıda tişörtle gezdiğiniz gibi değil yukarısı. Elbette gün batımı seyredildiği için dönüşte güneş batmış oluyor varın gerisini siz düşünün.
          İlk gittiğiniz çarşıdan Poşu alın. Seyahat boyunca çok işinize yarayacak. Bayanlar için cami ziyaretleri sırasında başörtüsü olarakda kullanışlı. Rüzgar, güneş, toz vs.'den de sizi korur.
          Yolculuğa otobüsle çıkacaklar mutlaka seyahat yastığı almalı. Yoksa boyun ve sırt ağrısı çekebilirsiniz. Çünkü otele yaklaşık 20:00 civarında girip sabah 7:00'de yollara çıkıyorsunuz. Tüm gün otobüstesiniz.
          Yola çıkarken fazladan çanta almak da bir o kadar önemli. Hatta bavul bile olabilir. İnanın aklınıza gelmecek şeyler satın alacaksınız. Poşu, isot, takı, şalvar, fıstık, salça, menengiç, baharatlar, otlar, kuru baklava, vakumlu poşette künefe alanlar bile vardı.
         Otele geldiniz, aman yemeğimi yiyeyim banyomu yapayım, yatayım, uyuyayım yok. Dışarı çıkın. açık olan yerlerde yöresel şeyleri görün. Almanız, tatmanız şart değil. Amaç gezmek görmek mideniz sağlamsa yemek.
         Bir tavsiyem de bayram tatilinde gitmeyin. Otelden çıkınca açık yer çok olmuyor. Örneğin Gaziantep'de açık baklavacı zor bulduk. Adamlar da ehlikeyf bayram nedeniye tabağımız çatalımız bitti dediler baklavaları 6 kişi kutunun içinden peçetelerle yedik. Baklavayı bulduğunuza şükredin der gibi bir de "birisi siparişi iptal etti o yüzden baklavamız var" demezlermi....peh peh peh. Aman es kaza cevizli baklavanız varmı demeyin hakaret etmişsin gibi yüzünüze bakıp "baklava fıstıklı olur hanfendi" diyebilirler. Baklava nedense bana daha az şekerli geldi ama ağzınıza attığınıza hışırtısı geliyor.
 
       Bugünlük benden bu kadar. Turun kalan kısımlarını anlatmaya devam edeceğim kısmetse

Sevgiler,

Başak


       

Başlangıç......

            Uzun zaman önce oluşturduğum ve ihmal ettiğim bloguma nihayet hak ettiği ilgiyi göstermeye başlıyorum. Okuyanı olur mu olmaz mı bimiyorum. Ben yazayım anılarım kalsın lutfeden olursa da nacizane okuduğum kitapları, izlediğim filmleri, gittiğim seyahatleri, kullandığım teknolojik aletlerin, oynadığım oyunların(körebe falan değil bildiğiniz oyun konsollarının oyunları), çektiğim fotoğrafların, yeni çıkan ürünlerin vs.. kısacası Benim Dünyamın herşeyini yazacağım.

Sevgiler
Başak Üsgülen