Bumerang

17 Mart 2014 Pazartesi

Büyükada

       


         Bugün, bahar usul usul güneşini bize hissettirirken sizlere havalar ısındığında yapabileceğiniz bir gezi planı sunmak ve Büyükadayı tanıtmak istiyorum.
          Büyükada Prens adaları olarak da bilinen Marmara Denizi içerisindeki adaların en büyüğüdür. Bizans döneminde diğer adalar gibi sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Günümüz de ise şehrin karmaşasından bir süreliğine kaçmak isteyenler için sığınak olmuştur. Günübirlik gidilebildiği gibi adada bulunan birçok otel veya pansiyonlarda da konaklayabilirsiniz. Adada denize girmek isteyenler için birçok plaj da mevcut.  
         Adaya gidildiğinde mutlaka çıkılması gereken yerlerden biri Aya Yorgi Kilisesi'nin yanında yer alan Yücetepe Kır Gazinosu. İsterseniz yürüyerek, isterseniz faytonla çıkılabilecek bir yer. Ancak fayton lunapark denen bir mevkiye kadar çıkıyor sonrasında zorlu bir yürüyüş parkuru sizi bekliyor. Sadece yürüyerek çıkabileceğiniz bir yokuş ama her anında durup fotoğraf çekmek isteyeceğiniz bir manzara daima yanınızda.




Yücetepeye çıkarken sol yanınızda gördüğünüz muhteşem manzara


Yol üzerine konmuş banklar ve yolun yarısında tam da "suuuu" diye inlediğiniz bir anda karşınıza çıkan bir çeşme var. Yaklaşık yarım saatlik yokuş yukarı bir yürüyüşden sonra, Aya yorgi Kilisesi sizi karşılıyor. Gezmek isteyenler için belirteyim şort veya atlet tarzı kıyafetlerle içeri almıyorlar haklı olarak. Girişde bazı örtüler ve kıyafetler mevcut onları kullanabilirsiniz. Sonrasında mutlaka gazinoya uğrayın. Onca yorgunlukdan sonra muhteşem bir manzara sizi karşılayacak.


Yücetepe'den görünen bakmaya doyamayacağınız bir güzellik


Yücetepe


         Birşeyler atıştırıp güzelce dinlendikten ve fotoğraflar çektikten sonra hazırsanız bu kez yokuş aşağı zorlu bir yürüyüşle lunapark mevkiine inip bir faytona binebilirsiniz. Biz ada merkezine kadar yürümeyi tercih ettik yolda sıkca durup ada evlerinin, manzaranın, adanın yerlilerinden olan ve insanoğluna ders verircesine arkadaş olan martı ve kedilerin resimlerini çektik.

Büyükada'dan fotoğraflar








Otelimiz limana 2 adım mesafede tam adanın merkezinde idi. Bu nedenle her yere kolayca ulaştık. Akşam sahildeki balık lokantasında güneşi batırıp, sahilde martılarla yürüyüş yapıp, cafelerden birinde çayınızı kahvenizi içip, adanın meşhur dondurmasını da yiyip günün yorgunluğuyla güzel bir uykuya dalabilirsiniz. Bunları yaparken hem İstanbul'da olup hemde trafiksiz bir ortamda here yere yürüyerek erişmeniz rüya değil gerçek.



Adada gün batımı



Unutmadan belirteyim biz hafta içi bu geziyi yaptık. Hafta sonu ada oldukça kalabalık olacağı için aynı tadı alabilir misiniz bilmem. Umarım baharda gidilecek yerler listenize eklemişsinizdir. 

Sevgiler Başak

15 Mart 2014 Cumartesi

Paper by Fifty Three ve kalemi

Bir Ipad illüstrasyon uygulaması olan "Paper by Fifty Three"nin özel kalemini tanıtmak istiyorum bugün size. Öncelikle uygulamadan bahsedelim biraz. Uygulamanın kullanımı sizin yaratıcılığınızla sınırlı. İsterseniz not almak için, isterseniz logo oluşturmak ya da karikatür çizmek için tamamen kullanım amacı size kalmış güzel bir uygulama. Uygulamayı ücretsiz indirebilir, daha fazla özelliğini kullanmak için App store'dan satın alabilirsiniz. Ya da kalemi satın alıp bluetooth ile bağlandığınızda tüm araçları aktif edebilirsiniz.



İllüstrasyon uygulaması Paper by Fifty Three

        Gelelim kaleme, Pencil 53 sıradan bir stylus (parmak işlevli dokunmatik ekranlarda kullanılan) kalem değil. Bluetooth özelliği olan kalemin süprizlerinden biri arka tarafının çocukluğumuzda kullandığımız silgili kalemler gibi bir işleve sahip olması. 



Paket içindeki hali




Kalem



Silgi olarak kullanılan bölüm






Videolu anlatım

14 Mart 2014 Cuma

"Ustam ve ben" Elif Şafak





"Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de"

       Son dönem okuduğum kitaplardan olan Ustam ve Ben, Elif Şafak'ın da bildiğiniz gibi son romanı. Kanuni zamanında Osmanlı İmparatorluğu'na biraz da zorunlu nedenlerle gelen beyaz fil Çota ve bakıcısı Cihan'ın, Mimar Sinan'ın, Mihrimah'ın ve rengarenk bir çok karakterin başından geçen olayları usta bir dille anlatan sıcacık bir roman. Bildiğim kadarıyla Elif Şafak romanlarını İngilizce yazıyor. Bu kitabın ilk sayfalarında çeviren Omca A. Korugan ismiyle karşılaşıyoruz. Bir dönemi anlattığı için o döneme ait kelimelerin kullanılması gerekiyor ki; yazar ve çevirmen okuyanı sıkmadan ama dönemi de ifade edebilecek şekilde bunu okuyucuya geçiriyor. Kitap eleştirmeni değilim ama sıkı bir okuyucuyum. Ben Elif Şafak kitaplarının tamamına yakınını okumuş biri olarak sevdim umarım siz de seversiniz.

Sevgiler Başak

12 Mart 2014 Çarşamba

Son okuduğum kitap "Son Ada"




        Yeni bitirdiğim Zülfü Livaneli'nin "Son Ada" romanından bahsetmek istiyorum bugün size. 2009 yılında Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazanmış alegorik tarzda yazılmış bir roman. Korkmayın romanın tamamını anlatıp Spoiler yapmayacağım, anahatlarını vereceğim.
        Kitabın konusuna gelince darbeci bir başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için ülkenin unutulmuş bir adasına yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçırması üzerine kurulu. Beni romanda en çok etkileyen anlatıcı dahil kimsenin isminin verilmemesi oldu. Ülkenin, adanın, yaşayanların...
       Karakterler ev numaraları ya da yaptıkları işlerle anılıyor. Yazar, bakkal ya da 1 numaralı ev gibi. Yaklaşık 200 sayfalık okumaya değer bir kitap olan "Son Ada"yı tüm kitap dostlarına tavsiye ederim.

Sevgiler Başak

7 Mart 2014 Cuma

Lego Marvel Super Heroes oyun incelemesi









Merhaba bugün size Lego serisi oyunların sonuncusu Lego Marvel Super Heroes'dan bahsetmek istiyorum. Tüm lego serilerini bitirmiş bir oyun sever olarak söylüyorum bu seferkinin oynanabilirliği çok yüksek. Pek çok karakteri bölümler arasında değiştirerek kullanabiliyorsunuz. Çocuğunuzla, arkadaşınızla ya da eşinizle birlikte oynayabilmeniz de cabası. Bölüm aralarındaki videolarda ince espriler var tabiki bu seriyi oyanayan ya da çocukluğunda Lego ile büyümüş hala içindeki çocuğu yaşatanlara.